31 Ekim 2011 Pazartesi

Yeni bir nefes.

Bugünden itibaren, zekasına, tecrübelerine ve dünya görüşüne güvendiğim bir arkadaşımın kısa kısa yazılarını da ara ara blogumdan yayınlayacağım. Kendisi isminin bilinmesini istemediği için, yazılarını 124 takma adıyla paylaşacağım. Yazıların hiç biri, bir tartışma yaratmak ya da bir ders vermek amacıyla yazılmış yazılar değil, sadece yazan kişinin o anki deneyimlerini ve duygularını yansıtıyor. Bu sebeple bu kısa yazıların sizi anlık düşüncelere daldıracağını ve okuyanların kendilerinden bişeyler bulacağına inanıyorum. Keyifli okumalar.

Değiştirmek

Bu konuyla ilgili genellikle su soru sorulur: “hayatında neyi değiştirmek isterdin?”. Cevaplar bir kaç saniye düşünerek verilir; ev, iş, okul, araba, sevgili, ülke...ve böyle gider.

Bu soru ve cevapları çoğunlukla çözüm getirmez. Ben bu sorunun tersini sordum kendime 'bir an için, geçmişinle ilgili herşeyin ama herşeyin değişecegini düşün. Neleri aynen birakmak isterdin?'. Soruyu ciddiye alarak düşününce bir panik duygusu sardı beni, “aman Allahim! Neleri kurtarabilirim öncelikle, unuttugum birşey olmasın sakın!” diye. Sonra saymaya başladim tek tek. Öncelikle aklıma gelenler, benim için kalıcı olan güzelliklerdi, beni ben yapan annem-babam, bugünkü işimi yapabildiğim için okulum ve kişisel gelişimim, beni pek çok yönden geliştiren spor ve ondan kalan güzel anıları simgeleyen kupalar, seçtigim dostlar... Bir de kalıcı olmayan ama geçmişe dönüp baktığımda beni gülümseten olaylar, anılar, o anda hırslanıp üzüldüğüm ama sonucunda kendi yararıma dönüşmüş durumlar... İşte bunları değiştirmek istemezdim. Ve değişmesi de imkansız. Bu bana garip bir rahatlik verdi. Sahip olduklarımızdan fazlasını istemek hem gelişimi sağlıyor hem de bizi açgözlü yapıyor. Bu arada sahip olduklarımızı unutuyor veya kırıp döküyoruz en başta kendimiz olmak üzere... Sahip çıkmamız gereken aslında en başta kendimiz...

124

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder